Everything Shower Ne Demek? Yeni Nesil Temizlik Terapisi!

Muhteşem Gatsby’nin görkemli partileri, ışıl ışıl elbiseler, bob saç modelleri ya da caz orkestralarının ritmi… Tüm bunlar yalnızca 1920’ler Amerika’sını değil, anı zamanda toplumsal bir devrimi de temsil ediyor. Bu dönemi dikkat çekici kılan figürlerden biri de şüphesiz flapper kadınlar! 20’lere dair toplumsal ve kültürel dönüşümleri bu stil sahibi kadınlar üzerinden inceliyoruz. Amerikan tarihinin Kükreyen 20’lerine hoş geldiniz!

Kim Bu Flapper Kadınlar?

Flapper, yalnızca bir stili değil, toplumsal normlara meydan okuyan cesur kadın duruşunun sembolüydü. 1920’lerin genç kadınları, ayaklarına dolaşan uzun etekleri ve nefes almalarını engelleyen korseleri bir kenara bıraktı. Diz hizasında biten elbiseler, parlak kumaşlar, şık şapkalar ve incilerle özgürlüklerini ilan etti.

Flapper kelimesi, ilk olarak dans eden ve dönemine göre cesur hareketleriyle dikkat çeken genç kadınları tanımlamak için kullanıldı. Fakat kelime zamanla giyim tarzı anlamını genişleterek yaşam tarzı haline geldi. Kısacası 1920’lerin Flapper kadınları özgürlükçü, bağımsız ve toplumsal normlara karşı çıkan bir figür olarak 1900’lerin ilk çeyreğinde yaşanan hızlı dönüşümün somut örneklerinden biri haline geldi.

Özgürce dans ettiler, sosyal alanlarda daha çok yer aldılar, araba kullandılar ve gizlenmeden sigara içtiler. Entelektüel dünyanın içine girdiler. Feminist hareketler, edebiyat, müzik ve sanatla iç içe yaşam sürdüler. Şimdiye kadar yaratılan tüm geleneksel kadın rollerine meydan okudular.

1920’lerde Kadının Sosyal ve Hukuki Alandaki Yeri

Birinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından başlayan 1920’ler, savaşın getirdiği bir sonuç olarak toplumsal yapılarda yaşanan köklü değişiklikleri simgeliyor. Savaş sırasında fabrikalarda ve çeşitli yerlerde çalışan kadınlar, sosyal rollerin değiştirilmesine zemin hazırlamışlardı. Ayrıca 1920’de Amerika Birleşik Devletleri’ndeki 19. Değişiklik ile kadınlar ülke çapında tam bir seçim hakkı etmişlerdi.

Flapper stilleriyle dikkatleri çeken kadınlar, bu toplumsal değişimi somutlaştırdı. Kendi paralarını kazanabilen, araba sürebilen, sosyal hayatta özgürce salınabilen, giyim ve davranışlarında bağımsızlıklarını ilan eden bireyler olarak sahneye çıktılar.

Flapper Modasının Yükselişi

Flapper olarak adlandırılan kadınların yeni giyim tarzları, modada yeni bir anlayışı temsil ediyordu. Geleneksel uzun ve kabarık elbiseleri reddeden kadınlar, kısa etekleri ve vücuda oturan elbiseleriyle feminenliklerini savundular. Uzun saçlardan vazgeçip kısa bob kesim modellere yöneldiler. Giyimlerindeki bu değişim, toplumsal cinsiyet rollerine karşı cesur bir meydan okumadan başka bir şey değildi.

Bir Flapper, geçmişin katı kurallarından uzaklaşmıştır. Kısa etekler ve elbiseleri inciler, baş aksesuarları, bel zincirleri gibi çeşitli aksesuarlarla tamamlayarak eğlenceli bir tutumu simgeler.

Flapper Kültürünün Sanat ve Eğlenceye Etkisi

Caz çağının incilerini sallayan kadınları sadece toplumu etkilemekle kalmadılar, aynı zamanda sanat ve eğlence dünyasında da devrim yarattılar. 1920’ler elbette ki cazın altın çağıydı. Flapper kadınların danslarını tamamlayan en mühim öğe, cazdı.

Sinema endüstrisi de hızla gelişmekteydi ve Flapper kadınlar, büyük beyaz ekranlarda yer alan cesur, bağımsız kadınlarla özdeşleşti. Sinema kadınları güçlendirici bir etki yaratmaya başladı.

Flapper Mirası

1920’lerin göz alıcı flapper kadınları sadece dönemlerinin değil, gelecekteki kadın hakları ve toplumsal hareketlere de ilham oldular. Toplumsal cinsiyet rollerini kırmanın büyük bir simgesi olan flapper figürü, modern feminist hareketin temel taşlarından biri haline geldi.

Flapper, moda akımının ötesinde bir kadın hatta toplum hareketiydi. 1920’lerin cesur kadınları dönemin fotoğraflarına baktığımızda bile bunu kanıtlıyor. ‘Erkek alanı’ olarak görülen her yerde rahatlıkla kendine bir alan açan flapper kadınlar özgürlüklerini, bireyselliklerini ve bağımsızlıklarını savundular.

Kadınlarda omuz ağrısı problemi son yıllarda oldukça artmış durumda. Acaba bunun nedeni tek omzumuza yüklenip kolumuzda bir dünya taşıdığımız için olabilir mi? Bilgisayar, su şişesi, defter, makyaj çantası, atıştırmalıklar, kolonya… Çantalarımız, hayatın temposuyla birlikte ağırlaştı. Büyük çantaların tercih edilme oranı arttı.

Ama mesele sadece fiziksel yük değil. Çantalarımız, toplum içindeki rolümüzü de yansıtıyor olabilir mi? Eskiden küçük ve zarif çantalarla idare etmemiz beklenirken, artık büyük çantalar hem işlevsel hem de güçlü bir kadın imajıyla özdeşleşiyor. Peki, bu değişimin altında yatan dinamikler neler?

Moda Tarihinde Çanta

Bir aksesuarın bu kadar anlam taşıması size tuhaf gelebilir. Fakat çanta, kadının toplumdaki yerinin bir göstergesi olan güçlü bir semboldür. Çünkü moda, yalnızca stil değil, aynı zamanda toplumsal dinamiklerin bir yansımasıdır.  

1920’ler-30’lar: Küçük, narin ve bol işlemeli nakışlı el çantalarının popüler olduğu dönem. Kadınların öncelikli alanı ev olduğu için dış dünyada fazla eşyaya ihtiyacı yok. Şimdilerde vintage ön adı altında bu çantalarla karşılaşabilir, hatta satın almak için biraz fazla para ödemek durumunda kalabilirsiniz.

1960’lar-70’ler: Kadınlar iş dünyasında daha fazla yer almaya başladıkça evrak çantasına dair modeller de artıyor. Çantalar fonksiyonel olmakla birlikte yavaş yavaş statü sembolü olmaya da başlıyor.

1990’lar-2000’ler: Çantada minimalizm hareketi! Dönemin en ünlü it-girl’leri ile küçük çantalar ortamın sahibi olmaya geri döndü. *Bazı küçük istisnalar da yok değildi tabii.

2020’ler: Kadınlar artık çok yönlü bir hayat yaşıyor. İş, okul, spor, sosyal hayat derken çantalar da büyüyor. Çantanın içine konulanlar kadar, taşıdığı anlam da artıyor.

Omzumuzdaki Yükler: Fiziksel ve Beklentisel

Büyük çanta taşımak bazen fiziksel bir yük olduğu kadar, zihinsel bir yük de olabilir. Yanımızda her an her şeyin bulunması gerektiği düşüncesi, aslında toplumsal beklentilerin bir yansıması mı? Hazırlıklı olmalısın, ihtiyacın olabilir, bunu da taşımalısın derken, sadece çantamız değil omuzlarımız da ağırlaşıyor.

Bir Çanta Asla Sadece Bir Çanta Değildir

İster büyük ister küçük olsun çantanız aslında kim olduğumuzun ve nasıl yaşadığımızın bir yansıması. Kadınlar artık çantalarında sadece makyaj malzemesi değil, ta kendilerini, koca bir dünyayı taşıyor.

Ben bavul gibi çanta takma kadınıyım. Sen seversin, sevmezsin; beni ilgilendirmez. Ben bavul gibi çanta severim.

Bugün büyük çantalar sadece moda tercihi değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi. Çünkü artık kadınlar birçok alanda aktif, üretken ve hareket halinde. Küçük bir çantaya sığmayacak kadar çok rolümüz var: Çalışan, öğrenci, anne, gezgin, sanatçı…

Ama bu durum küçük çantaların işlevsiz olduğu anlamına gelmiyor. Minimalizm isteyenler, gece dışarı çıkanlar veya sadece hafif hissetmek isteyenler için hala ideal bir seçenek. Mesele, çantanın hayatımıza uyum sağlaması; bizim ona değil.

Hi British Vogue! Çantamda Ne Var?

Tamam kabul, çantamızda taşıdıklarımızı her daim kullanmamız gerekmiyor. Ama sadece orada olmaları bile size de güven vermiyor mu?

Bizim çantamızda olmazsa olmazlarımız arasında yer alanlar hemen aşağıda:

• Laptop / tablet
• Şarj aleti
• Su şişesi
• Termos
• Ped
• Atıştırmalıklar
• Makyaj çantası
• Islak mendil
• Peçete
• El kremi
• Parfüm
• Not defteri
• Kalem
• Ajanda
• Cüzdan/kartlık
• Anahtar