Sinema ve edebiyat, kimi zaman aynı hikâyenin farklı anlatım biçimleri olarak birbirini tamamlar. Bazı filmler vardır ki kahramanların ellerinde tuttuğu bir roman, izleyiciye de yeni dünyaların kapısını aralayıverir. Biz de sinemada küçük bir ayrıntı gibi duran, tanıdık hisler aradığımız bu kitapların peşine düştük. Karşınızda; filmlerde geçen kitaplar!
Filmlerde Geçen Kitaplar
Bazen izlediğimiz filmdeki karakterin yerine kendimizi öyle koyarız ki onun ne okuduğu bilmeye anlamsız bir arzu duyarız. Bazen de yalnızca kitabın kapağı ilgimizi çeker ve filmi durdurup ekran görüntüsü almaya çalışırız. İzlediği filmlerde gözlerini kitaplıklardan alamayanlar için filmlerde geçen kitapları burada sıraladık.
1. Çavdar Tarlasında Çocuklar (J.D. Salinger) – The Shining

Stanley Kubrick’in efsane filmlerinden The Shining alt metinleri ve gerilimiyle tabiri caizse izleyicisine hayatı dar eden ancak bir o kadar da büyüleyen yapımlarından biri.
Filmin başında Wendy Torrance’ın mutfak masasındaki sessiz anlarından birinde elinde Salinger’ın klasiği Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı tuttuğunu görürüz.
Masumiyetin yitimi, travmanın katmanları ve insanın kendi karanlığıyla yüzleşmesi… Sizce Holden Caulfield’ın masumiyet arayışı ve dünyaya yabancılaşması, Torrance ailesinin dağ otelindeki yavaş yavaş çözülüşüyle paralel bir anlatı kuruyor mu?
2. Isabelle (André Gide) – The Dreamers

Bernardo Bertolucci’nin ölümsüz filmi The Dreamers’da Isabelle karakterine hayat veren Eva Green’i, André Gide’ın kısa romanı Isabelle’i okurken izliyoruz.
Nobel Edebiyat Ödüllü yazarın bu eseri, 1890’ların sonlarında Quartfourche Şatosu’na giden üç arkadaşın –Gérard Lacase, Francis Jammes ve André Gide– geçmişle yüzleşmelerini ve yıllardır gizli kalan bir aşkı keşfetmelerini konu alıyor.
3. Zamanımızın Bir Kahramanı (Lermontov) – Persona

Ingmar Bergman’ın başyapıtı Persona, her detayında katman katman açılan bir anlatı sunuyor. Bu katmanlardan biri de açılış sekansında yer alan küçük bir çocuğun elinde tuttuğu kitap: Mihail Lermontov’dan Zamanımızın Bir Kahramanı (A Hero of Our Time).
Çocuk edebiyatından fersah fersah uzakta olan bu eser, duygusal olarak yabancılaşmış, ahlaki olarak bulanık bir adamın portresini çiziyor. Bergman’ın çocuğa, annesinin ekrana yansıtan yüzünü okşamadan hemen önce bu kitabı okutması, çocuğun annesiyle empati kurma isteğini ifade etmenin bir yolu olsa gerek.
4. Mutlak Peşinde (Honoré de Balzac) – The 400 Blows

François Truffaut’nun The 400 Blows filminde, Antoine Doinel’i elinde Balzac’ın Mutlak Peşinde adlı eseriyle görürüz. Antoine koltukta uzanmış, kitabın sayfalarına dalmışken bir anda gözleri ışıldar, büyür ve zihni sanki başka diyarlara gider.
Tam da bu sahnede, bir yetişkin sesiyle Balzac’tan şu pasajlar duyulur:
“Ölüm döşeğindeki bir adam aniden iki yumruğu üzerinde doğruldu ve korku içindeki çocuklarına yıldırım gibi bir bakış fırlattı. Ensesindeki tüyler diken diken oldu, kırışıklıkları titredi yüzüne can verdi. bu yüze azamet katan bir nefes burun deliklerini terk etti. Hışımla yumruğunu kaydırdı ve Arşiment’in ünlü sözünü haykırdı: Evreka, buldum!”
Belki de büyümüş Antoine’ın sesi, geçmişine bir anlatıcı olarak dönmüştür, kim bilir.
5. Karanlığın Yüreği (Joseph Conrad) – Call Me By Your Name

Kuzey İtalya’da bir yer… Hem mekânları hem de konusu itibarıyla kalbimize dokunan Call Me By Your Name filminde Elio’yu birçok kez kitap okurken görüyoruz.
Okuduğu kitaplardan biri de Joseph Conrad’in Türkçe’mize Karanlığın Yüreği ismiyle çevrilen romanı. Üstelik bu kitap filmin en ünlü anlarından biri olan şeftali sahnesinden hemen önce görülüyor.
6. Le Saint New York (Leslie Charteris) – Inglourious Basterds

Quentin Tarantino’nun stilize şiddeti ve göndermelerle örülü dünyasında, küçük detaylar büyük anlamlar taşır. Inglourious Basterds filminde Shosanna’nın sinema salonunda duvarda asılı olan L’Assassin habite au 21 afişi ve elinde tuttuğu Le Saint New York romanı bu detaylardan sadece ikisi.
Leslie Charteris’in kaleminden Le Saint New York, New York sokaklarında bir katilin peşine düşen dedektif Simon Templar’ın hikâyesini anlatır. İlginçtir ki Shosanna’nın okuduğu kitap ile sinemasında yer verdiği afiş benzer bir temayı paylaşır: Paris’te ya da New York’ta bir katil ve onun izini süren bir dedektif.
7. Kırmızı Karanfil (Gülten Akın) – İşe Yarar Bir Şey

İşe Yarar Bir Şey filminde, Leyla karakteri trende Gülten Akın’ın toplu şiirlerinin yer aldığı Kırmızı Karanfil adlı derlemeyi okuyor. Kendisi de bizzat şiir gibi olan bu filme yaraşır bir seçim olan bu kitapta dört mevsimin de şiiri yer alıyor. Güz, Kış, İlkyaz ve de Yaz.
“Sürgündür o kadın hayata sonsuz isyanlarıyla
Git, gidemez. Dur, duramaz
Oysa,
İnsanın gidip durmaya belli bir noktası olmalı
Enine gidilen korkuluksuz köprü
Eski bir yerlerde hazırlık, işaret, nokta
Nedense başka şeylerdir. Onları yanına alacağına
Ve hazır olduğunda yeni bir işaret, yeni nokta
Yoldadır.“
8. Böyle Buyurdu Zerdüşt (Friedrich Nietzsche) – Little Miss Sunshine

Little Miss Sunshine’ın nihilist ve asi genci Dwayne, sessizliğini Friedrich Nietzsche’nin Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabıyla kuşanır. Ailesiyle konuşmama kararı, aslında havacılık okuluna gitme arzusuna bir protestodur.
Filmin başında Nietzsche okurken gördüğümüz Dwayne’e, dayısı rolündeki Frank (Steve Carrell) neden konuşmadığını sorduğunda Dwayne duvarındaki Nietzsche’yi işaret eder. Frank’in ağzından ise ikonik soru çıkar: You don’t speak because of Friedrich Nietzsche?
9. Morgue Sokağı Cinayeti (Edgar Allan Poe) – Ahlat Ağacı

Nuri Bilge Ceylan’ın Ahlat Ağacı filminde, kasabaya dönüp kitabını bastıracak para toplamaya çalışan Sinan’ın hikayesini izliyoruz.
Birçok edebiyat referansının yer aldığı Ahlat Ağacı’nın bir sahnesinde ise Sinan’ın yatağında uzanarak kitap okuduğuna tanık oluyoruz. Okuduğu kitap ise Edgar Allan Poe’nun kaleminden Morgue Sokağı Cinayeti’nin Varlık’tan çıkan eski bir basımı. Duvarında Sait Faik ve Albert Camus fotoğrafları, başucunda onlarca kitap yer alan Sinan’ın iyi bir okur olduğunu görebiliyoruz.
10. Karamazov Kardeşler (Dostoyevski) – Captain Fantastic

Viggo Mortensen’in başrolünde olduğu Captain Fantastic; medeniyetten uzakta, ormanın derinliklerinde alternatif bir yaşam kuran bir babanın altı çocuğuyla kurduğu sıra dışı dünyayı anlatıyor.
Film boyunca izleyiciye hem sistem karşıtı bir duruş hem de duygusal bir aile anlatısı sunulurken, karakterlerin entelektüel donanımı da göz kamaştırıyor. Küçük yaşta çocukların Marx’tan Noam Chomsky’ye uzanan bir okuma listesine sahip olması, hikâyeyi klişe olmaktan kurtarıyor. Bu sahnelerden birinde ise çocuklardan biri elinde Dostoyevski’nin başyapıtı Karamazov Kardeşler’i okurken görülüyor.
11. Swann’ların Tarafı (Marcel Proust) – The Life Aquatic

Şahsına münhasır yönetmenlerden Wes Anderson’ın ünlü filmlerinden biri de The Life Aquatic. Yine absürt mizah ve tuhaf sayılabilecek karakterlerin yer aldığı bu filmde, Cate Blanchett’in canlandırdığı Jane karakteri Marcel Proust’tan Swann’ların Tarafı’nı okuyor. Hem de henüz doğmamış bebeğine…
Filmlerde karşımıza çıkan kitaplar, çoğu zaman bir sahneyi süsleyen basit bir detay gibi görünse de dikkatli gözler için derin anlamlar taşıyabilir. Belki de bu yüzden, bir dahaki film gecesinde sahnedeki kitaplara biraz daha dikkatli bakmak isteyebilirsiniz!
İlgilisine: Dizilerde Geçen Kitaplar: Sevdiğimiz Karakterler Neler Okuyor?