300 Yıl Eksik Mi Yaşıyoruz? Kayıp Zaman Teorisi Hakkında Şaşırtıcı İddialar

0
Paylaş

İnsanlığın en temel düzen aracı zamanın akışını belirleten takvimler olmuştur. Ancak bazı tarihçiler ve teorisyenler bildiğimiz tarihin yanıltıcı olabileceğini öne sürüyor. Birçok bilim insanı komplo teorisi olarak nitelendirse de ‘Kayıp Zaman Teorisi’ olarak bilinen bu iddia, yaklaşık 300 yıllık bir dönemin hiç yaşanmadığını ve şu an aslında 18. yüzyılda olduğumuzu savunuyor.

Kayıp Zaman Teorisi Nedir?

1990’larda Alman tarihçi Heirbert Illig tarafından ortaya atılan bu teori, hayalet zaman olarak da bilinir ve Orta Çağ’ın büyük bir bölümünün uydurma olduğunu iddia eder. 614-911 yılları arasındaki dönemin belgelerle sonradan eklenmiş hayali bir zaman dilimi olduğunu savunur. Bu iddiaya göre 2025’te değil, 1728 yılındayız.

Teori aslen tarih yazımının insan eliyle manipüle edilebileceği üzerinde duruyor. Bunun özellikle de politik ve ideolojik çıkarlar doğrultusunda yapıldığını savunuyor. 300 yıl boyunca yaşandığı varsayılan olaylar ve tarihler, kağıt üzerinde kurgusal bir hikayeden mi ibaret?

Kayıp Zaman Teorisinin Dayanak Noktaları

Komplo teorilerinin de mutlaka dayandığı bazı argümanlar vardır. Kayıp zaman teorisi de öylesine ortaya atılmış bir iddia değil. Illig’in bu konuyu kamuya açmasının altında birkaç farklı dayanak noktası var.

Gregoryen Takvim Reformu

Teorinin ana dayanaklarından biri 1582 yılında Papa XIII. Gregory’nin Jülyen takvimindeki hataları düzeltmek amacıyla yaptığı takvim reformuna dairdir. Bu değişiklikle birlikte 10 günlük bir fark çıkarılsa da Illig bu farkın daha büyük olması gerektiğini savunuyor. Jülyen takviminin zamanla kayması sonucu, 1582’ye kadar 13 gün kaybedilmesi gerekiyordu. Fakat Papa sadece 10 günü çıkarmıştı. Teoristenlere göre bu sapma günümüze kadar gelen yaklaşık 300 yıllık bir yanlış hesaplamanın göstergesi…

Arkeolojik Kayıt Eksikliği

Teorinin hesaba kattığı şeyler arasında elbette tarihi bulgular da var. 7. ve 9. yüzyıllar arasına ait arkeolojik bilgilerin yok denecek kadar az olması bu dönemin gerçekten yaşanmadığına dair sundukları kanıtlar arasında.

Teoriye Gelen Eleştiriler

Kayıp zaman teorisi birçok kişinin merak ettiği bir konu olsa da bilim camiasında geniş çapta kabul görmemiştir. Tarihçiler ve astronomlar teorinin dayandığı iddiaları çürütmek için güçlü kanıtlar sunuyor.

  • Astronomik Olaylar: Tarihi kesinleştiren en önemli kaynaklardan biri güneş tutulmaları gibi astronomik olayların kayıtlarıdır. Çin, Bizans ve İslam dünyası gibi farklı medeniyetlerden bağımsız olarak yapılan astronomik gözlemler, teorinin yanlış olduğunu göstermektedir.
  • Arkeolojik Kanıtlar: Dünyanın farklı bölgelerinde bulunan eserler, teoride belirtilen dönemde farklı medeniyetlerin aktif olduğunu ve bu dönemin yaşandığını kanıtlamaktadır.
  • Belgelerin Çeşitliliği: İslam ve Çin tarihinin yanı sıra; Avrupalı keşişlerin el yazmaları, bu yılların yaşandığını doğrular niteliktedir.

Bu teori, şu anda 1728 yılında olduğumuzu söylemesiyle birlikte tarih algımızı kökünden sarsan bir iddia. Aynı zamanda tarihin bir manipülasyon aracı olarak gücünü de düşündürüyor.

Komplo teorileri geniş çapta ilgi görmese de birçoğumuzun merak ettiği konulara değiniyor. Hayalet zaman teorisi de onlardan biri. Kanıtlanmamış olsa da tarihe bakış açımızı sorgulamamıza vesile oluyor. Gerçekten de tarih 300 yıl boyunca yanlış yazılmış olabilir mi?  

 

İlgili Yazılar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir