1980’lerin New York drag sahnesinin parlayan yıldızlarından biri olan Venus Xtravaganza, hem yaşamıyla hem de trajik ölümüyle LGBTQ+ tarihine silinmez bir iz bıraktı. 1990 yapımı efsanevi belgesel Paris Is Burning’deki unutulmaz anlatımıyla geniş kitlelerin tanıdığı Venus, henüz 23 yaşındayken vahşi bir cinayete kurban gitmişti. Netflix’in 23 Haziran 2025’te yayınlanacak yeni belgeseli Bir Yıldızın Ölümü (I’m Your Venus), bu ikonun yarım kalan hikâyesini yeniden gündeme taşıyor.
Venus Xtravaganza Kimdir?
Venus Pellagatti Xtravaganza, 5 Mayıs 1965’te New Jersey, Jersey City’de dünyaya geldi. İtalyan-Amerikan ve Porto Rikolu bir ailede büyüyen Venus, daha ergenlik çağında kendi kimliğini keşfetmeye başladı. 13 yaşında kadın kıyafetleri giymeye başlayan Venus, ailesini “utandırmak istemediği” için evi terk etti ve büyükannesiyle yaşamaya başladı.
1983 yılında Hector Valle tarafından kurulan House of Xtravaganza’ya katıldı ve burada “Venus” ismini aldı. Kendisi gibi drag sanatçılarından oluşan bu toplulukta kısa sürede sevilen, öne çıkan bir figür haline geldi.
Angie Xtravaganza’nın manevi kızı olarak kabul edilen Venus, hem sahne performanslarıyla hem de enerjisiyle dikkat çekti. Paris Is Burning belgeselinde “beyaz bir gelinlikle kilisede evlenmek, profesyonel model olmak ve tamamlanmış bir kadın gibi hissetmek” istediğini ifade etmişti.

Venus Xtravaganza’nın Trajik Ölümü
Venus Xtravaganza, 21 Aralık 1988’de New York’taki Fulton Hotel’de boğularak öldürülmüş halde bulundu. Cesedi bir yatağın altına saklanmıştı. Ölümünün üzerinden günler geçmesine rağmen kimse onun kaybolduğunu fark etmemişti. Polis, cesedi teşhis ettirmek için önce Angie Xtravaganza’ya başvurdu. Ailesiyle resmi bağı zayıf olan Venus’ün ölüm haberi, manevi ailesi tarafından biyolojik ailesine iletildi.

Netflix Belgeseli “Bir Yıldızın Ölümü”
Yönetmenliğini Kimberly Reed’in üstlendiği Bir Yıldızın Ölümü (I’m Your Venus), 23 Haziran 2025’te Netflix’te izleyiciyle buluşuyor. Film, Venus’ün biyolojik ailesi ile House of Xtravaganza’nın yıllar sonra bir araya gelerek çözülmemiş cinayeti yeniden gündeme taşımasını konu alıyor.
Yıllar sonra yeniden açılan dava sürecinde Trans Doe Task Force DNA analizlerine danışmanlık sağladı. Belgesel boyunca hem Venus’ün hayatı hem de onun temsil ettiği kültürel değerler detaylıca işleniyor.

Venus Xtravaganza’nın hikâyesi aynı zamanda bastırılmış kimliklerin, queer direnişin ve bir zamanın ruhunun hikâyesidir. “Fierce” kelimesini ikonlaştıran, sahne ışıkları altında parlayan, kendi yolunu cesaretle çizen bir figür olan Venus, aradan geçen 35 yıla rağmen unutulmadı.
Müziğin, dansın ve aşkın gölgesinde yaşanan bir acının ardından gelen bu yeni yapım, izleyiciye bir kez daha şu soruyu sorduruyor: Gerçek adaleti ne zaman bulacağız?